Bu iyi bir soru. Çünkü eğer Tanrı sadece insanların ya da kilisenin bir icadı ise, inanç modası geçmiş gibi görünür. Ancak var olduğunda ve deneyimlenebildiğinde, inanç canlanır ve günlük yaşamda hayat değiştiren bir güce sahip olur. Ve Tanrı’yı aramak üzere yola çıktığımızda tam da bunu bizzat deneyimledik. Her birimiz kendi yöntemlerimizle Tanrı’nın gerçekten var olup olmadığını öğrendik ve Tanrı’nın belirli vaatlerini test ettik. Örneğin, “Beni tüm yüreğinle ararsan, bulacaksın ”*. Ve her birimiz yaşamda kişisel yanıtlar aldık ve İsa’nın kendisini yaşamlarına davet edenlere vaat ettiği derin huzuru bağımsız olarak deneyimledik: “Size bıraktığım şey benim esenliğimdir. Size dünyanın veremeyeceği bir esenlik vereceğim. “**
Bu nedenle bizim için iman bir din değil, Tanrı ile kişisel bir ilişkidir. Bu yüzden inanıyoruz, çünkü onu deneyimledik.
—
*Yeremya 29, ayet 13; **Yuhanna 14, ayet 27